Bedava Vakit gazetesini önlerine fırlatan dağıtıcıya gazeteyi yırtıp atarak yansımasını gösteren 3 kişinin davası 10 yıldır devam ediyor.
Zaman gazetesinin kapatıldığını ve 1. mahkeme hakiminin firarda olduğunu kaydeden Barış Pehlivan, “Yuh dedirten dava” başlıklı yazısında detayları şöyle aktardı:
“Tarih: 10 Mart 2013.
Yer: Ankara.
Mehmet Ali Ede, Vakit gazetesini abonelerine dağıtmakla görevliydi. Gazeteyi bir apartmanın önüne fırlattı. Orada sohbet eden Mustafa Korkmaz ve Onur Tunç da bu davranışa tepki gösterdi. Ancak gazeteyi yırtıp atan 20 yaşındaki iki arkadaş kendilerini polis merkezinde buldu.
Suçları ciddiydi! Vakit gazetesini nasıl çöpe atarlar?
İş orada bitmedi. Savcı Cihat İpekçi soruşturma başlattı, iddianame yazdı ve dava açtı.
Sanıkların ‘insanların haberleşmesini hukuka aykırı olarak engellemek’ ve ‘mala zarar vermek’ suçlarından cezalandırılmalarını istedi. Evet, savcıya göre Vakit gazetesini çöpe atmanın suçu sekiz yıl hapisti!
Her nasılsa, bir yıl içinde karar verildi. Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Dündar Örsdemir, her iki sanığın da ‘basılı eserleri bloke etmek, yok etmek ve bozmak’ suçunu işlediğine karar verdi. 24 gün hapis ve 833 lira para cezasına çarptırıldılar.
Dava Yargıtay’a taşındı.
Bu yılın başında 28 Şubat’ta Yargıtay 2. Ceza Dairesi toplandı.
‘Yıl 2022, beraat belli oldu’ diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Yargıtay’ın beş büyük yargıcı, iki arkadaşın haksız suçtan hüküm giymesine karar verdi. Karar, ‘mala zarar vermekten üç yıla kadar hapis cezası almaları gerekir’ gerekçesiyle bozuldu. Yani Yargıtay yerel mahkemeye ‘Ceza az, çok ver’ diyordu.
Gerekçede ‘sanıkların gazete ile ilgilerinin bulunmadığını, dağıtım işini yapan kişiye gösterilen tepkiden dolayı bu şekilde hareket ettiklerini beyan etmeleri’ de delil olarak gösterildi.
İyi…
Yani bu:
Vakit gazetesini çöpe atma davası tam 10 yıldır devam ediyor. Bundan sonra iki genç tutuklu, tutuklunun talebi üzerine yeniden yargılanacak. Kaçakları cezalandıran hakim, çöpe attıkları gazete kapandı ama iddianamelerini yazan savcı halen görevde. İsveç nasıl olur da Bülent Keneş’i Türkiye’ye vermez? Neydi efendim, FETÖ ile mücadeleydi! “
